TEFEKKÜRE SARILIRKEN…

Dünya niğmetlerinin başında sağlık, sıhhat ve afiyet en çok bilinen güzelliklerdendir. Güzellik, gençlik, zenginlik, geniş imkânlar, makam gibi kazanımlar ne yazık ki geçici niğmet tür’ündendir. Hayat kısa emeller ise sonsuz gibi görünse de hesap günü gün be gün bizlere yaklaşmaktadır. Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki; akleden, fikir yürüten, anlayan, kavrayan, düşünen yaratılmışların en şereflisi olarak biliniyoruz. İnsan aynı zamanda *tefekkür* eden bir canlıdır. Bizler her mesele hakkında düşünme, zihin yorma ve her hangi bir işin şuuruna, bilincine varma ğayesi ile dopdoluyuz. Bilindiği  gibi her şey zıddı ile kâimdir. Tefekkürün zıddı, fikirsizlik, düşüncesizliktir. *Tefekkür*, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün sayılır. Tefekkür ancak kâlp’te tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir. Onun için, Allah’ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür edip iyiye, doğru olan, güzel görünene sımsıkı sarılmayı ğaye edinir, haram olandan, küfür milletinden, zalimlerden uzak durmaya ğayret ederiz…

İnsan olma şuuruyla düşünmek, tefekkür etmek bizim şiarımız olmalıdır. Her zaman ve daima şuurlu, bilinçli hareket etmeyi itiyat hâline getirmek durumundayız. Tefekkür bizim en değerli düşünce hazinemizdir. Mutlaka bir şekilde duyduk, gördük ve biliyoruz; insanlar zengin olabilirler, uzun ömürlü olabilir, her türlü imkanların sahibi gibi görünebilirler fakat sonuçta âkibet ölümle sonuçlandığı için bu devran yaşanılan an hükümsüz sayılır. Hani derler ya *bir varmış bir yokmuş* tövbe ben öyle demiyorum yine tek ve bir olan her zaman vardır ve ebedi var olacaktır. Şu âleme ibret nazarıyla bakacağız. Direksiz yerli yerinde duran gök kubbey’ye bakarak ibret almalıyız. Yolun sonuna gelmiş ve musalla taşında yatan ölü’den dahi ibret almalıyız. İnsan olma değerini aklımızdan çıkarmadan kendimizi korumamız kendi  menfaatımız için zaruri’dir. İnsanları ötekileştirmeden, tepeden bakmadan, zulüm vermeden, hiç kimseyi alaya almadan, bilgiyi, mâlumatı, içinde bulunduğumuz hâli putlaştırmadan insan olma özelliğimizi kaybetmeden, Allahu teâlaya isyan etmeden yaşamayı deneyelim…

Akıl niğmetiyle mücehhez olan insanoğlu tefekkür kulpuna yapışarak, geçici olan dünyanın şerefli hâlini, eğer nefsimizin kötü arzularına uyarsak kaybedenlerden olacağımızı ve hakiki mutluluğa eremiyeceğimize aklımızın yattığını anlayacaktır. Nefsimizi korumak için gözümüzü açalım. Duyulması gereken en güzel sözler ve ihtarlar için kulağımızı açalım. Yeteri kadar dinlenmiyelim demiyorum ama aşırı olan uyku ve miskinliğe, tembellige, başıboşluğa artık son vermek için harekete geçelim. Dünya’da bunca vahşet, fitne, fesat, rezalet içerisinde kötülük tohumları ekilirken bizler ne yaptığımıza ve ne yapacağımıza bakalım. Hakkı anlatalım, batıl’dan yüz çevirelim. Mukaddes değerlerimize sahip çıkalım. Aklımız, imanımızla hareket edelim iyisimi biz kendimizi yine yok gibi farzedelim. Gerçek var olan ise mutlak surette yaratıcımızdır ezelde vardı, dün vardı ve yarın yine sadece o olacak… Bizim için tek çıkar yol Allahın emir ve yasaklarına yapışmaktan başka  kurtuluş bilmiyoruz. Bu arada tarafımızı mutlaka tayin edelim, Allahu tealanın dostuna dost, düşmanına düşman olalım…

Kardeşlerim, Müslüman kibir ya da gururla benlik taşıma durumundan uzak olmalıdır. İslam ümmeti benlik duyğusunun esareti altında kalmamalı, selim akıl nimetiyle hareket ederek güzel bir şekilde  hayatını tanzim etmelidir. Sadece Allaha kul olacağız ve onun emirlerine bağlı kalacak, yasaklarından ve haram olanlardan ise uzak duracağız. Sadece Allahu teâlanın huzurunda eğileceğiz. Saygı sevgi ve huşû ile Rabbimize secde edenlerden olacağız. Ondan geldik yine O’na dönücüler olduğumuzu aklımızdan çıkarmayacağız. Ahiret kervanı her zaman hareket halinde. Gerekli olan malzemeleri hazırladık mı, ne yazık ki yiyecek, giyecek ve azık, nevale türünden olmayacak bu malzemeler. Zira zamanını tâyin elimizde olmadan, ani bir şekilde çıkmak zorunda kalacagımız bu yolculukta lâzım olacaklar. Üçüncü dünya savaşının eşiğindeyiz bu savaş bilindiği gibi haklı olanın değil kuvvetli olanın saldırısıyla sonuçlanıyor. Kuvvet hazırlamaya ğayret edelim çünkü zalimler müslüman ezmekten zevk alır hâle geldiler. Zaman müslümanların Tevhid içinde birleşmeleri vakti. Küfrün tek millet olduğunu kesinlikle unutmayalım…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert