Türkiyedeki Üniversiteler mezuniyet törenlerinde ilgi odağı hâline geldi. Dün istanbul bugün Ankara, Ortadoğu Teknik üniversitesinde yüzlerce öğrenci sapıklık içeren, erkeksi kadın, kadınsı erkek her ne karın ağrısysa adı lâzım değil o grubun 5. renkli bayraklarını açıp rektörü, üniversite yönetimini protesto gösterileri yapmış. Bayrakların, pankartların yüzde doksanı devrim içeren protesto sözcükleriyle dolu. Sanki belli bir partinin Ankara şubesi gibi çalışmışlar. Dünyanın en önde gelen mimarı, mühendisi de olsanız ahlâki konumunuz yerlerde sürünüyorsa ancak ahlâk bunalım merkezine eleman yetiştirirsiniz. 1970. li yıllarda sağ sol çatışmalarınının odak merkezi aynı kurumdan yönetiliyordu. Eğer siyasete atılacaksanız bir partiye üye olur ya da yeniden bir parti kurar demokratik yollardan şansınızı denersiniz. Ülkede kaos çıkarıcı eylemler, protesto tarzı söylemler, cinsel tercih saçmalıkları, edebe muğayir pankart düzenleyerek toplumun gözüne gözüne sokup sanki bütün ülke sapıkmış gibi muameleden elinizi uzak tutun…
Üniversiteler bir toplumun bilgi, ilim üretim merkezleri olması gerekir. Hemen her yıl dünyada ilk 500. üniversite açıklandığında gözlerimiz acaba Türkiye’den bir eğitim kurumu girebilmiş mi diyerek kendi Üniversitelerimizi ararız. Bulduğumuzda sevinir ilk 500. Üniversite içinde göremediğimizde ise üzülürüz. İlmi araştırma, makale sayısı, bilim, teknik ve yeni arayışlara idealist bir ruhla iştirak eden bilim merkezlerimiz kendi işini yaptığında mutlaka ilerleme kaydedecek, birilerinin değirmenine su taşıyanlar ise dünya sıralamasında sonlardan nal toplama eylemini sürdüreceklerdir. Bir üniversite talebesinin sokak eylemlerinde ne işi var sorusu hiç birimizin dağarcığında olmamalıdır. Eğer bazı politikacıların gazına gelip yakıp yıkma, talan edip, kırıp dökme ve kaos çıkarma sebebiyle karakolluk olmuşlarsa pırıl pırıl genç beyinlerin burda ne işi var diye aptala yatmamalı ciyak ciyak ağlama krizine girenlere ise asıl görevlerininin miting elemanı değil, önce okullarını başarı ile bitirmeleri salık verilir…
Gönül ister ki; Hiç bir üniversiteli gencimiz politikanın ve politikacıların oyuncağı hâline gelmesin. Zaten kurtlar kuzuları yemek için fırsat kollayarak sizleri de kapsamı alanına alacaklardır merak etmeyin. Ülkenin tapu’sunun kendilerinde olduğu tez’ini her platformda dile getiren, ezeli muhalefet grubu gün gelecek, hukuki, askeri, maddi güçlerin yanına; maneviyata uzak kalan, kendi kültüründen habersiz, yönü kokuşmuş batıya dönük, dini değerlere yabancı, sınırsız hayvan özgürlüğünden yana olan şarkıcı, oyuncu, ressam, heykeltraş takımıyla sanatsal anlamda kuvvet bulduğu varsayımına kapılıp, yandaş ya da fondaş diye tabir edilen yazılı ve görsel basını bünyesinde topladığı gibi sizleri de arasında görmek isteyecektir. Ama karakollara düştüğünüzde mağlubiyet yaşadığınızda zırıl zırıl ağlamak size fayda sağlamayacaktır. Tabiidir ki; her mağlubiyet ardından sonu gelmez bir hırs, hınç, bilenmişlik, başarıya aç olan psikolojik ve ruhi rahatsızlıklar sonunda ağresif, sinirli, asabi, öfke kontrolünü yenemez raddeye getirebilir. Onun için biraz daha olğunlaşma yaşını beklemeniz menfaatınız icabına olacaktır…
Gönül ister ki; İstanbul teknik üniversitesi Kur’anı kerim ayetlerini okuyanı susturmasın, Orta Doğu Teknik Üniversiteliler kadını kadın, erkeği erkek yaratan rabbimizin yaratılış kanununu yıkma girişimi ile uğraşmasınlar. Karadeniz teknik Üniversiyesi dünyada en kaliteli eğitim kurumu olsun. Erciyes üniversitesi aşı, ilaç ve diğer konularda araştırma merkezi hâline gelsin. Boğaziçi Üniversitesi en seçkin kurumsal kimliğiyle önplanda olsun. Eskişehir iktisadi ve ticari ilimler akademisi eski yıllarda olduğu gibi ülke ekonomisini yönlendirir hâle gelsin. Marmara Üniversitesi insanımızın daha huzurlu, refah seviyesi yüksek konuma ulaşmasına vesile olacak çalışmalarda önder olsun. 9. Eylül Üniversitesi dünya’ya açılan bilim müessesemiz hâline gelsin. Konya Üniversitesinden yükselen irfan bütün dünya’da yankılansın. Unutmayın siyasi irade sizlere huzurlu bir okuma ortamı, eğitim zemini hazırlar. Bırakın LBGT yandaşları ile iş tutmayı. Onlar ancak insanların zihnini bulandırıp kendi sapkınlıklarına ortak olmanızı isterler. İnsan olma haysiyeti, şerefi, onur’una sığınıp, onları kendi başlarına bırakalım…
Sermedkadir…