ALLAH İNDİNDE EN SON DİN…

Tabiidir ki; İslam şeriatıdır. Allahu teâlanın katında Allah’ın kabul edip razı olduğu bir tek din, bir tek yol var, o da teslimiyettir. Allah katında tek bir hayat tarzı var, o da müslümanlıktır. Dünyada pek çok yol, pek çok din, pek çok hayat programı, pek çok yaşantı tarzı, biçimi, pek çok sistem vardır. Al­lahu teâla bunlar­dan hiçbirisini kabul etmiyor. Bunların hiçbirisi münte­siplerini hidâyete ulaştırmıyor. Bunların hiçbirisi bağlılarını cennete götürmüyor. Bunların hiçbirisi kendine inananların aklını, kalbini, duyularını doyuramaz. Hiçbirisi kullarının, evini, ailesini, ülkesini mutluluğa ulaştıramaz. Allahu teâlanın dininin dışındaki din­ler, Allah sisteminin, prog­ramının dışındaki sistemler ve programların hiç birisi insanları huzura kavuşturamıyor. Çünkü Allah katında, Allah’ın razı olup kabul buyur­duğu tek din İslâm’dır. Bu husus ayetle sabit olduğu için hak, hakikat ve gerçeğin taa kendisi olarak inanıyoruz. Rabbimiz, Ali İmran suresi ayet. 19. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** Allah nezdinde hak din İslâm’dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur…***

Müslüman, bilindiği gibi teslim olan demektir.İradesini, benliğini Allahu teâlaya teslim eden, hayatını Allah için yaşa­yan kişiye teslim eden anlamına müslüman denir. Çünkü insanı diğer varlıklardan ayıran kriter özelliği onun iradesidir. Ve biz biliyoruz ki iradesiz varlıklar mükellef değildirler. İnsanın sahip olduğu yegâne varlığı işte bu iradesidir. Mü’min olan iradesini Allahu teâlaya teslim ettiyse artık artık o İslam şemsiyesinin altına girmiş demektir. Mü’min bu teslimiyetiyle diyor ki;Ya Rabbi ben bilgimden, aklımdan, seçme hakkımdan, kendi hayatım adına ka­rar verme özgür­lüğümden vazgeçtim. Ben bu irademden, bu seçme hakkımdan ferağat ediyorum. Çünkü benim ilmim kıttır, ben menfaatimi zara­rımı senin kadar bilemem. Ben irademi sana tes­lim ettim, ben boy­numdaki ipin ucunu senin eline verdim. Sen be­nim adıma neyi seç­mişsen ben onu yapacağım. Sen benim adıma neleri beğendi, neler­den razı olduysan ben onlarla beraber olaca­ğım. Senin benim adıma seçimini seçim bilip tüm hayatımı senin istediğin biçimde yaşayaca­ğım. Ben irademi sana bağladım diyen kişi müslümandır. Ve işte bu teslimiyettir ki, müslümanı müslüman yapar. Ve hayatın tümünde bu tes­limiyet şarttı aranır…

Tabir caiz ise bu teslimiyeti ilk zedeleyen kavim Nuh aleyhiselamın kavmi olmuştur. Allahu teâlanın peygamberine inanmayan ilk kavim Nuh aleyhiselamın bahtsız kavmidir. Bu yüzden büyük tufan olmuş, sonra gelen kavimler içinde  peygamberlere ve Allahu teâlaya inanmayan Âd, Semud ve Lüt kavmi gibi bazı kavimler çeşitli afetlerle mahvolmuşlardır. Bilindiği gibi kitap gönderilen peygamberlere Rasül, bir önceki peygamberin şeriatı ile hüküm devam ettirenlere ise Nebi iyoruz. Musa Aleyhiselamdan, İsa aleyhiselama kadar gelen bütün peygamberler mukaddes kitap, Tevrat hükümlerine göre âmel etmişlerdir. Tevratın esası olan *on emir* Tur dagında, Musa Kelimullahın konuştugu ibrani lisanı ile iki levha üzerine aksettirilmiştir. On emir kısaca şöyledir:1.Puta tapma. Semada ve zeminde olan şeylerin şeklini yapıp onlara secde .etme.2. Tanrın olan Yahovanın ismini boş yere anma.3.Altı gün çalış. Yedinci gün istirahat et.4.Pederine ve Validene saygı göster.5.Adam öldürme.6.Zina işleme.7.Hırsızlık yapma. 8.Yalan yere şahitlik etme.9.Rüşvet alma.10.Komşuna fena gözle bakma ve hiç bir şeyine tamah etme…

 

Şu anda Yahudilerin ellerinde bulunan ve Tevrat yani Ahdi atik denilen kitapları muhtelif zamanlarda ve muhtelif kimseler tarafından yazılmış olan kitaptır. Ve bir çok yerleri tahrif edilmiş, Yahudilerin arzuları istikametinde degiştirilmiştir.Tevratın degiştirilmiş, tahrif edilmiş olduu okununca kesin olarak anlaşılmaktadır. Ayrıca, Zebur takriben 3.bin sene evvel Davud aleyhiselama gönderilen İlahi kitaplardandır.  Zebur dört büyük kitabın  hacim bakımından en küçügüdür. Şu anda zamanımızda halen bu şeriatla âmel eden bir millet yoktur. Davud aleyhiselam, Zebur’da bulamadıgı bahislerde, meselelerde Tevrata göre amel etmiştir. İncil ilahi bir kitap olup İsa aleyhiselama gönderilmiştir.  Bu dine İsevilik, Nasranilik  veya daha sonraları Hristiyanlık denmiştir. İsa aleyhiselamın diğer bir ismide Mesih’ yani kurtarıcı demektir. 395. yılında yapılan *İznik* toplantısı sonucunda, yüzlerce İncil arasından Hristiyan din adamları, matta, luka, markos, yuhanna adında 4. incil kabul etmişlerdir.  Rabbimiz, Araf suresi Ayet.158.de mealen şöyle buyuruyor:***Ey İnsanlar. Muhakakki ben göklerde, yerin saltanatına sahip olan, Ondan başka tapacak bulunmayan, yaşatan ve öldüren Allahın hepinize gönderdigi Peygamberim. Sizde Allaha ve Allahın sözlerine  inanın. Ümmi Peygambere inanınki hidayete eresiniz…*** Elhamdulillahi Rabbel âlemiyn…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert