BÜTÜN’ÜN BAZI PARÇALARI…

İslam şeriatının bağımlısı olan mü’min zamanı kendisine uyduran inancın müntesibidir. Müslüman her zaman ve mekân’da İslamı yaşama ğayretini güden karakterin temsilcisidir. Edebi, âhlaki yapısı, itikadı, inancı, yaşayışı bir bütünlük arzeder mahiyettedir. İnanan insanların İtikad bütünlügünde mesela: kardeşlik duyğularına önem verme, sevgi ile bütün insanlara yaklaşma, yardımlaşma bilincini her zaman ayakta tutma, bütün canlılara sahip çıkma ve zarar vermeme, Hayvanları ve en küçügünden en büyügüne kadar ağaçları, ormanı yeşili koruma gibi hasletler, güzellikler İslami âhlâk kuralları bütünün sadece birer parçasıdır. Müslümanın hedefi İslami sistemin, metodun, kurallar bütünlügünün yaşanılan zaman içerisinde maddi ve manevi olarak en güzele, en iyiye ve tabir caizse; her konumda, her çagda, ve medeniyetin her diliminde  zirveye ulaşmak, her zaman en üstün olana tâlip olmak, hem gönülleri ve hem de maddi görüntüyü mutluluga taşıyacak çabayı sarfetmek, insanlığın menfaatına olan her hususta elinden gelenin en iyisini yapmak amacımız dahilindedir… 

İslam şeriatının bağımlısı, her gördüğü yeniliğe imrenen, ğıpta eden değil, herkesin imrendiği, ğıpta ile yaklaştığı inancın sahibi olmalıdır. Tabii ki erkek ve kadın mü’min ve mü’mineler olarak birbirinin yardımcılarıdır. Lâkin inancımızda kadın, Allahu teâlanın yarattığı insan neslini devam ettiren  mükemmel bir varlık ve eşi bulunmaz bir yapıya sahip olan canlı’dır. İslamda kadın; mükemmel bir eğitimci, evinin en güzel koruyucusu, müşfik bir eş, çocuklarının da şefkatli, sevimli, ailesine kol, kanat gerici koruyucu, kollayıcısıdır. Evinin erkeğinden görev ve sorumlulukları hiç te az olmayan İslam kadını sorumluluğunu, mesuliyetlerini yerine getirdiği anda mükafatların en güzelininde sahibi konumundadır. Yani Cennet annelerin ayakları altındadır inancımız, İslam şeriatının kadına: öncelilke bir anne, eş, evlat, bacı olarak bizlere sunulan en mukaddes emanet gözüyle bakmamızda imanımızın önemi, degeri ve kıymeti kesinlikle tartışılmaz konuma yerleşir. İslam İnancında, kadına verilen önem ve deger hiç bir inanç ve itikadın anlayamayacağı ve kavrayamayacağı kadar büyüktür…

Bir toplumda kadın ne kadar sağlam, dirayetli, evi, eşi, çocukları ve bilhassa kendisi için mükemmeli yakalarsa aile ve toplum o derece güven, huzur, selamet içerisinde olacaktır. İslam şeriatının dışında olan sistem, metod ve zihniyetlerin kadına bakış açısı günümüzde içler acısıdır. Erkekle beraber aynı oranda maişet temini için var gücüyle çalışma hayatına atılan kadın öncelikle ailesini, eş ve çocuklarını ihmâl eder duruma getirilmiş, en küçük bir tartışma kavga ile sonuçlaıp neticede eş’ler boşanma aşamasına yönelmişlerdir. 1960. yılında yüzde bir dahi olmayan boşanma oranı günümüzde, yüzde altmış oranlarına kadar yükselmiştir. Aileyi ayakta tutan kadın aile yuvasından koptuğu anda ne yazık ki kendi asli sorumluluklarını unutmakta, çocuklarına dahi bakacak zaman bulamadığından dolayı birbirlerine yabancı bir nesil yetişmektedir. Bu durum aile yuvası için büyük bir felaket niteliğindedir.  İslam dışı sistemler tarafından, kadın öncelikle bir sermaye aracı kullanılmakta kadın, paraya, mala, servete ve menfaatlara peşkeş çekilen bir mal hüviyeti taşımaktadır ne yazıkki…

İslam şeriatının mensubu olmakla büyük bir şerefin sahibi olduğumuz gerçeğiyle atacağımız her adımda, şeref, haysiyet ve onurumuzu düşünmek ve ona göre davranışlarımızı kontrol etmek zorundayız. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmuştur:** Utanmadıktan sonra istedigini yap…** Tabiidir ki İslami hükümleri baş tacı eden mü’min öncelikle Allahu teâladan utanmalı ve hayatına gerekli çeki düzeni Kur’an ve sünneti seniyye doğrultusunda vermelidir. Allahu teâladan korkmayan insan kendi mantığına göre; hiç kimsenin görmedigi, işitmedigi herşeyi yapabilir. O kimse için sınırı belli edecek, özgürlügünü kısıtlayacak, haddi aşmasına engel teşkil edecek hiç bir mâni yoktur. Sanki bir hayvan başı boşluğu içindedir. O insana ne söylense eğer her davranışının  çıkış noktası kendi kuru aklının mahsulüyse boştur, geçersizdir, hiç bir şeyin kıymeti harbiyesi yoktur. O kişi hayatını yaşayacaktır ve yaşayacagı hayatta da hiç bir müdahaleye en ufak bir hoşgörüsü olamaz. Lâkin biz müslümanlar böyle emrolunmadık. Rabbim, emir ve nehiylerinden sapanlardan eylemesin…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert