Kategorie: Tervihalar

MÜLAHÂZA…

Giyinmek, örtünmek, tesettür insanları hayvanlardan ayıran farklı bir uygulamanın adıdır. İnsanların, başkaları baksın diye kendi vücudunun açılmaması gereken yerlerini teşhir etmesi hayvani duygunun iğrenç bir şekilde dışa yansımasıdır. Kadın her yaşta güzeldir ve özelliği vardır. Hele hele nikahlı bir kadınsa toplumun yabancı bireylerine vücudunu, saçını diğer azalarını sergilemesi en hafif tabirle görgüsüzlüktür. Bir kadının ya […]

SABATAY SEVİ…

1492. Yılında, ikinci Beyazid döneminde, İspanya ve Portekizden kaçan yüzbinlerce Yahudi, Selanik başta olmak üzere Osmanlı topraklarına yerleştirilmiştir. Aradan geçen 100 sene içinde Osmanlı sarayının bütün hizmetlerini tek elden yürütecek kadar etkili olmuşlar, Birinci Murat’ın kararıyla saraydan çıkarılan Yahudiler, tanınmaları için, padişahın fermanıyla başlarına kırmızı şapka, takke, başlık giymeye mecbur bırakılmışlardır. Orhan Pamuk adlı yazarın 1620.li […]

DİL YARASI…

Dünya üzerinde konuşulduğu bilinen ortalama 7.000 civarında dil olduğu bilinmektedir. Bunlardan bazıları daha küçük coğrafyalarda hatta bazen sadece küçük bir topluluk tarafından konuşulurken bazıları milyonlarca hatta milyarlarca insanın iletişim kurabilmesine yardımcı olmaktadır. Türkiye de hangi dinin mahsulü olduğu belli olmayan bazı islam muhalifi tipler var ki, sanki büyük dedesi İngiliz, anneanesi Fransız, baba tarafı İspanyol, dayısının oğlu […]

ĞAYE’LERİN EN MÂKBULÜ…

Amaç, hedef ve ğayelerin en mâkbulü insanların itikadı, inancı, imanı doğrultusunda hayatını sürdürmesi, idâme ettirmesidir.Mü’min olma vasfı öncelikle kabul etme güzelliği ile başlayan, güzellikleri hayatına aktarmayla devam eden, son nefesi Rabbine teslim edene kadar da; öğrendiği, bildiği, ilmini yaptığı dini hakikatleri hayatına tatbik etme âmeliyesi ile süsler. İnsan her gördüğünden, her hâl ve durumdan memnun […]

ÜLFET  VE  UZLET…

1440. Yıllık İslam medeniyetini yok sayıp, Arap kültürü diyerek Osmanlıca kelimeleri dilimizden kovduğunu zanneden İslam düşmanları insanları birbirine yakınlaştırmaktan çok uzaklaştırma ğayreti gütmektedirler. Ülfet manâ olarak: yakınlaşmayı, güzelce konuşup anlaşmayı, dostlukları pekiştirmeyi, arkadaşlık ilişkilerini diri tutmayı, cana yakın olma hâlini içinde barındıran unuttulmaya ve unutturulmaya yüz tutmuş güzelliklerimizdendir. Ülfet aynı zamanda *münasip kimselerle güzel bir […]

DİL SUSAR, GÖNÜL SÖYLER…

Bizler mutlak surette dinimizle ilgili her hususu peygamber efendimiz (sav) ve onun arkadaşları olan sahabesi, sonra onlara ulaşan tabiin ve daha sonra tebei tabiin başta olmak üzere zamanımıza kadar bu ilmi gerçekleri ulaştıran güzide islam alimlerinden aldık. Ashabı kiram Allah hepsinden razı olsun olayları en ince detaylarına kadar peygamber efendimizden (sav) sorup ögrenip kendinden sonrakilere […]

MEZHEPSİZLİK, DİNSİZLİĞE AÇILAN KÖPRÜ’DÜR…

Başlığa aldığım bu mealdeki söz büyük islam alimi Muhammed zahid el Kevserinindir. Peygamber efendimiz (sav) zamanında müslümanların mezhebí anlamda ihtilaf etmeleri, ayrılığa düşmeleri, birbirleri arasında fikri ayrılığa sapmaları mümkün değildi. Çünkü Allah rasulüne (sav) vahiy devam ediyordu İslam ile şereflenen toplumun akla gelen gelmeyen bütün meseleleri, sorunları Allah rasulü tarafından çözüme kavuşturuluyordu. Müslümanlar her türlü […]

KARA CUMA…

İslam birliğinin sembolü olan hilafet makamı. 1517 yılında, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethedip Memlûk Devleti’ne son vermesiyle birlikte halifelik unvanı Osmanlı hanedanı’na geçmişti. ve ne hazindir ki; 1. Mart 1924. Cuma günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin almış olduğu bir kararla kaldırılmıştır. Bütün dünya müslümanlarının  göz bebeği olan bu kurum idam hükmünü kendi evlatları […]

VAY MEZHEPSİZ VAY…

Herhangi bir hukukî ceza davamızda ilk irtibat kuracağımız kişi avukatlar olacaktır. Ya da bir inşaat işiyle meşgul olmamız gerektiğinde yardımı mimar’dan almaya ğayret ederiz. Herhangi bir yerimizde büyük acı hissettiğmizde doktorlara koşarız. Liyakatına güvendiğimiz insanlarla meselemizi istişare etme ğayretini güderiz. İlmi ehliyete önem veren herkes de aynı şeyleri yapması gerekir diye düşünürüz. Ama bütün bunlar […]

VEFÂ…

Manâ olarak vefâ: sözünde durma, vaâdini yerine getirme, anlaşmaya sadık kalma, görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermeye devam etme gibi ahlâkî bir terim olarak, toplumsal birlikteliğimizi zinde tutan mânidar bir terimdir. Vefâlı davrananlara vefakâr dost gözüyle bakar sevgimizi üzerinden eksik etmeyiz. En büyük vefakârlık, yüce yaratıcıyı tanımak, verdiği nimetlerin kıymetini […]