Türk sinemasında gülerken ağlayan, ağlarken birden gülebilen bir Sadri Alışık ve Adile Naşit vardı.Simdiki politik çekişme erbâbına baktığımızda aynen bir tarafımız gülerken diğer yanımız hüzün kaplıyor. Solak siyasilere baktığımızda, güleriz ağlanacak hâlimize kâbilinden şeytani tiyatro sergileme peşinde olduklarını görüyoruz. Büyüklerimiz böyleleri için, ne mal’a ne davar’a faydası var derdi. Gölge etme başka ihsan istemez desekte […]
Kategorie: Tervihalar
Çocukluk dönemlerimizde az ya da çok mutlaka buna benzer anı’larımız olmuştur. Bizlerden biraz iri, gücümüzün yetmediği tip’ler musallat olduğunda en son çare olarak eğer varsa; *Seni abi’me söylerim haa* diye muhatabı vazgeçirme taktiklerimiz son çaremizdi. Lâkin zaman ilerleyince böyle korkutmaya yönelik yardım tâlebi hiç kimseyi iknâ edemediği gibi, Şimdiki Özgür takılan, Özel insan gibi, Camii […]
Özgürlüğü, hürriyeti başıboş yaşamayı erdem zanneden, sınırsız yapılabilirlik sevdasını, her an uç noktalarda at koşturmayı mâharet olarak alğılayan, söz, fiil ve eylemlerinde aykırı hareket etmeyi hayat tarzı olarak benimseyen, kendi fikir, görüş ve düşüncelerini beyân ederken aynı zamanda saplantılı fikirlerini dayatma eğilimi sergileyen, sosyal hayat içinde kendi nefsine statü belirlemeye çalışırken uçuk, kaçık ifadelerle sataşma […]
Toplumu sokağa çekme çabasındaki değişmez muhalefetin eski hastalıkları nüksetti dersek yanlış olmaz sanırım. Çocukluğumda anlamakta zorluk çektiğim Milli Bayram statüsünde kutlamalarından birisi, 27. Mayıs Hürriyet ve Anayasa bayramı idi. Daha baskın bir darbe zamanına kadar yani, 1982. yılına kadar kutlanan bu milli bayram ani verilmiş bir kararla hükümsüz kaldı. Seçim sistemiyle ülke yönetimine sahip olamayacağını […]
Geçtiğimiz günlerde, Uludağ üniversitesi Hukuk Fakültesinde *Temyiz Topluluğu* adında din’siz ve don’suzlar grubu diyebileceğimiz sınırsız hayvan hürriyeti taraftarı fanatik bir topluluk similasyon etkinliği düzenlemiş, Ezan, Kur’an, Tesettür, Filistin davası… gibi konulada alay etme cüreti göstererek ğüya mü’minleri rencide etme eylemini gerçekleştirmişler.Eskiden büyüklerimiz, köpeksiz köyde, deyneksiz gezme deyimini kullanırlardı aynı o hesap, mukaddes değerlere duyarlı, İslami […]
Mülkiye mektebinde okumak, mülkiyeli olmak daha önceleri gurur verici bir ayrıcalık sayılırdı. Ülke yönetimine tâlip olanlar genelde mülkiye sınıfını teşkil ederlerdi. Devlet yönetiminde en etkili sınıfı teşkil eden mülkiyeliler sivil idari teşkilatlarda tecrübe sahibi olmuş deneyimli kimlikleriyle ayrı bir hava estirirlerdi. İsmi daha sonraları Siyasal bilgiler fakültesi olarak değiştirilen bu kurum, idarecilik vasfını Hukuk fakültesi […]
Bilgi sahibi olmadan, ya da dal, branş, mesleki farklılığı analiz etme firasetinden yoksun insanların her konuda ahkâm kesmesi en hafif tabirle kendini bilmezliktir. Siyasal etkinlikten habersiz, gününü sonu gelmez politik çekişmelere adayan insanlar ancak fanatik manipülasyon tekniği geliştirir, entrika, düzenbazlık, hile, desteksiz atış tâlimlerinde söz söyleyebilirler. Aklımızla, fikri yapımızla, kavrama tekniklerimizle, usül ilmindeki konumumuzu bilemeden […]
Ali Mahir Başarır diye bir talebe, Mehmed Ali Birand adlı bir gazetecinin proğramında, şimdiki Cumhurbaşkanı olan, zamanın Başbakanı ile okuduğu üniversitede bir proğram esnasında soru soruyor. Soru başbakanın üniversite yıllarıyla alâkalı. Aradan geçen zaman zarfında, Ali Mahir Başarır milletvekili oluyor hatta partinsinin sözcüsü görevini üstleniyor. Meclis kürsüsünden Cumhıurbaşkanının üniversite eğitimi almadığını höykürüror. Bu arada hakkındaki […]
Üniversite gençliği sokak eylemlerine itibâr etmeyince gözünü Lise talebelerine çeviren sokak siyaset birliği, Sokak siyasetinin ülkeyi kaos ortamına taşyacağını anarşiye sürükleyeceğini hesap etmeleri gerekir. İngiltere’den himaye, Fransa’dan yardım, Almanya’dan yaptırım, Amerika’dan destek beklentileri ummadıkları şekilde gelişince topyekün şap’a oturdular. Anarşi sosyal bilimler literatüründe; hangi şekilde olursa olsun otorite ve mevcut düzenin gereksiz olduğunu ileri süren […]
Okumayı, öğrenmeyi bilgi edinmek amacıyla değil kendi eğo’sunu tatmin etme ğayesiyle yerine getirdiğini zannedenler hangi mesele olursa olsun yanlış anlayacaklar, olaylara ve insanlara tersinden yaklaşacaklar, gerçek, hakikât ve realitenin peşinde olmadıklarından dolayı fanatik tutkularıyla avunmayı tercih edeceklerdir. Yapılan bütün âmeller iyi niyet kapsamında olursa usulüne göre hareket edilmiş kabulüne şayandır. Bunun aksine hareketler, fiiller lüzumsuz […]