Gayrımüslimler İslam şeriatının her hükmünü, hatta Kur’anı kerimdeki hükmi ayetlerin hepsini aşırı bulurlar bu durum onların nazarında gayet normal bir bakış açısıdır, Çünkü onlar İslam şeriatına din olarak bakmazlar ve inanmazlar. Lâkin bir Müslüman kesinlikle onlar gibi düşünemez. Bilinmelidir ki; başta Yahudi ve Hristiyanların ortaya sürdükleri *ılımlı İslam* projesinde *aşırılık* olarak ön plandadır. Bu proje’ye göre bütün rasullerin aşırılıkçı sayıldığından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Son yılların gündem konusu olan Avrupalı kafirlerin İslami fobi saldırıları bunun en açık delilidir. Bilinmelidir ki; Amerika ve onun güdümünde olan ülkelerin asıl ğayesi halkı Müslüman olan ülkelerde toplumu İslam şeriatından soğutma ğayretleridir. Bu yöndeki çalışmalar ılımlı İslam adıyla gündeme getirilmiştir. İçi boşaltılmış bir din arzu edenler bu tür çalışmalara tabir caizse *dört elle* sarılmışlardır…
Iılımlı İslamIı adından da anlaşılacağı üzere, İslam dini’ni farklı isimler altında asıl mecrasından saptırma, özünü değiştirme, içini boşaltma ve çağdaş birtakım siyasi projelere alet etme maksadıyla icad edilmiş yeni bir kavram olarak ortaya sürülmüştür. Şu var ki, ılımlı İslam; her ne kadar kavram olarak yeni ise de, fiiliyatta kökleri çok çok derinlerdedir. Zamanımızda, Dünya siyasetini elinde bulunduran güç odakları, İslam’ın *tevhid* akidesini, Allahu teâlanın vâz ettiği hükümlerini, haram, helal ayrımını, Namazını, örtüsünü aşırı İslam yafta’sıyla terör kapsamında ele almaktadırlar. Ilımlı İslamı kimler temsil edecek? Ilımlı İslam ile radikal İslam’ın ilişkileri nasıl düzenlenecek? İkisi arasında bir gerilim yaşanacak mı? Bu soruların cevabı, Müslümanlar açısından hiç de iç açıcı değildir. Iılımlı İslam kavramının anlamı, ifadeyi oluşturan iki kelimeden birincisi olan *ılımlı* kelimesinde düğümlenmektedir. Ilımlı kelimesi sözlükte; aşırılığa kaçmayan, ölçülü, mutedil”, siyasette, aşırı görüşler arasında ortalama bir görüşü savunan olarak tanımlanmaktadır…
Batılı tabirlerle ifade edecek olursak;layt ya da soft bir islam, sadece hoşgörü dini. Ilımlı İslam’ın temel renklerinden biri, aşırılıkların reddi ve İslam’ın terörle bağdaştırılamayacağı söylemleridir. İslamın aşırılıkları reddettiği doğrudur, fakat her zaman yapıldığı gibi, burada da kelimelerin ve kavramların içi boşaltılmakta ve başka anlamlar doldurulmaktadır. Acaba aşırılıktan kasıt, aşırı namaz kılma, aşırı oruç tutma, aşırı cihad tutkusu, aşırı şekilde haram yemekten kaçınma, aşırı şekilde içki ve kumardan, aşırı şekilde zina’dan uzak durma mıdır ? Yoksa hayatın merkezine konulmuş olan İslam insanlara rahatsızlık veriyor diye anlaşılmıştır ama günümüzde ibadet, ahlâki yapı, İmani hususlar, hele hele Şeri sistemin konuşulması hülasa 1440.sene önceki ibadet, iman, muamelat ve ukubat yani hukuk sistemi günümüzde geçerliliğini yitirmiştir deniliyorsa hemen ifade edelim ki; bu düşünce ve ifadeler Müslümanım diyen bir kişinin sözleri olamaz inancındayız. İslam dinini yaşayan, anlayan, kavrayan müslümanlar olduğu müddetçe İslam şeriatı kıyamete kadar geçerliliğine koruyacak olan son din’dir…
Amerikanın menfaatlarını her şeyin üzerinde tutan dünya’ya nizam verme sevdalıları açıkça, deforme olmuş, içi boşaltılmış, her türlü mücadele tekniğinden uzaklaştırılmış bir dini yapıyı arzu etmektedirler. Bu strateji uzmanları haçlı seferlerinden itibaren İslam şeriatını nasıl yok ederiz sorusunun cevabını aramaktadırlar. Kendilerimnde sınırsız güç, kuvvet olduğuna inanan bu tayfa öncelikle İslam şeriatından cihad kavramının sökülüp atılmasını hedef ve ğaye edinmişlerdir. Onların anlamadıkları; İslam şeriatı bir din’dir ve tabii ki, en son indirilmiş şeriattır. İslam şeriatı dünya hayatını düzenlemek için inzal edilmiş ve İslam’ın tamamen Allah’ın otoritesine,hakimiyetine dayalı teslimiyet düzeni olduğu inancından taviz vermeyen ve hiçbir ideoloji’yle, hiçbir siyasî güç’le, hiç bir ilke ve inkılapla İslam’ın bu temel vasıfları üzerinde pazarlık masasına oturmayı kabul etmeyen bir yapısı vardır… Onun için diyoruz ki; Allahın dini mutlaka hayata hakim olacaktır. Mü’minler ise bu mücadelenin en önemli unsuru’dur…
Sermedkadir…