İLAHİ LÜTUF, HİMÂYE…

Mü’min her an Rabbinin lütfu ve himâyesi altında olduğuna inanıp, başına her ne gelirse gelsin ilahi bir nimet olarak kabul eder. Değişmez hayat mektebimizden öğrendiğimize göre; mü’min her işinde ve âmelinde Allah yolunda cihad niyyetiyle hareket ederken, din düşmanları da tağut yolunda mücadelesini sürdürürler. Arada bir fark vardır mutlaka. İnanan insanlar inançları uğrunda verdikleri mücadelenin sonunda kendilerini  büyük bir lütuf ve himayenin kendilerini sımsıkı sardığına inanır cenneti ümid ederler. Mü’min yaşadığı hayatın neticesinde cennetin vaad edildiğini bilir ve öylece ümit besler. Makam ve mevkilerinin akılların kavrayamayacağı derecede yüksek olduğunun inancı içindelerken, şirk içinde bocalayanların, Allah düşmanlarının mücadele sonucu onları cehennemde, aşağıların, aşağıların, aşağıların aşağısı olan çukur bir yerin hazırlandığına inanır. Yapılan açık ve sarih bir şekilde şirk koşma hadisesinden dolayı müşriklerin gideceği yer belli edilmiştir. İlahi lütuf ve himâyeden yoksunluktan Rabbimize sığınırız…

Rabbimize verdiğimiz söz, misak bizim değişmez ahdimizdir. La ilahe illallah tevhidini bu sebepten her zaman ve daima dilimizden düşürmemeye ğayret ederiz. Sadece ve yalnız Allahu teâlaya kul olma yükümlülük bilincimiz bizim için şereflerin en büyüğüdür. Başta peygamberler olmak üzere insanlık tarihi boyunca sürdürülen tevhid mücadelesinde aktif rol üstlenmiş bütün tebliğciler, davetçiler aynı ateş çemberinden şöyle veya böyle geçmişlerdir ve halâ da geçmektedirler. Ama yılmamışlar ve varlığım, İslam şeriatının varlığına armağan olsun demekten de geri kalmamışlardır. Yaşadığımız hayatta yapılan hiç bir âmel karşılıksız bırakılmayacaktır. Mutlaka bunun da bir mükafatının olduğu bilinci içerisindeyiz. İnanan insanlar için bir hidayet rehberi olan mukaddes kitabımız ve onu en iyi açıklayan sünneti seniyye ye bağlılığımız neticesinde tabiidir ki, bizlere emirler ve yasaklar bütünlügünü ögretmekte, bizleri her türlü kötülüklerden korurken, aynı zamanda güzelliklerin en güzeline bağlamaktadır…

Yaşımız ne kadar genç ya da ileri olursa olsun; eğer nefes alıp veriyorsak daha bize verilmiş fırsatlar var demektir. Allahu teâlaya kul, şanlı rasulüne ümmet olmak büyük bir şereftir. Ne kadar ömür sürersek sürelim ecel vakti mutlaka gelecektir, Lakin ahiret hayatı sürekli, ebedi, sonsuz olacaktır. Bilindiği gibi tüm hesaplar insan üzerine yapılmaktadır. Adem aleyhiselamdan itibaren ilahi dinler insan için indirilmiş, peygamberler insan için gönderilmiş, cennet ve cehennem insan için yaratılmıştır. İsyanın, tuğyanın, karşı koymanın, isyan bayrağının temsilcisi olan iblis ise insanı saptırmak için elinden gelen her türlü tuzağıyla uğraş verecektir. Ama şükürler olsun ki Allahu teâla, İslam şeriatını insanlık için indirmiş insanlığın kurtuluşunu toplumların selamete ulaşmasını topluca hidayete erdirici sımsıkı sarılmamız gereken kitabını ve rasulünü göndermiştir. Tirmizi’nin zamanımıza ulaştırdığı bu müjde mealen şöyledir: **Kalbinde zerre kadar îmanı olan kimse, Cehennemden çıkar…** Ne muazzam bir mükafat, ne muazzam bir lütuf, ne muazzam bir ilahi himaye desteği…Binlerce şükürler olsun…

Yatağımızdan kalkınca ilk işimiz sabah namazı için Abdest almak olmalıdır. Besmelenin her harfi bize Allahu teâlaya verdiğimiz mukaddes and’ımız mesabesindedir. Niyet ederken yine Allahın rızasını esas alırız. Namazdan, her iki tarafımıza vermiş olduğumuz selam ile namazdan çıktığımız ana kadar, Allahu teâlaya vermiş olduğumuz *evet sen bizim Rabbimizsin* ahdimizin tazelendiğine şehadet ederiz. Yüce yaratıcımız bizleri İslam dinine muhatab kılmıştır. Hepimizin bildiği gibi İslam şeriatı insanı Allaha yaraşır kâmil mânada bir kul yapmak isterken, beşeri kültür, fikir akımları ve ideolojiler ve tabii ki onları yöneten ve yönlendirenler insanı asıl ğayesinden, esas hedefinden saptırarak kendilerine itaat ettirmenin, kayıtsız şartsız sapık ilkelerine bağlamanın bin bir türlü yollarını arayanlar olacaktır. Bu mândaki mücadele, Adem aleyhiselamdan günümüze kadar sürüp geldiği gibi, zamanımızda da aynı hızla belki daha da fazla gayretle hız kesmeden kıyamete kadar devam edecektir. Biz yaşadığımız zaman diliminden sorumluyuz. Rabbim imtihan alanını kazançla hitama erdirenlerden eylesin…

Sermedkadir… 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert