İslam alimleri, Peygamber efendimizi (sav) önder ve örnek, model alarak insanlarla iyi, sağlıklı, doğru ve sağlam münasebetler kurmayı *adabı muaşeret* olarak tarif ederlerdi. Ardından da insanın hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı konuları içeren derin bir hayat bilgisi dersine geçerlerdi. Aslında adabı muaşeret bugün zannedildiğinin aksine *görgü kuralları’nın* karşılığı değildir. Çünkü özünde yaşayan ve yaşanan bir anlayışı taşır. Bu bakımdan adabı muaşeret yaşama tarzının, özelde ise bireyin ve karakterinin en önemli belirleyicisidir. Edep kelimesi terbiye, güzel ahlâk, iyi davranış, incelik, kibarlık, gibi mânaları içerir. İslâmî kaynaklarda ‘edeb’e getirilen tanımlamalardan birisi ise; kişiyi küçük düşürücü bütün durumlardan koruyan tutum ve davranış güzelliğidir. Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kâlpli olmak. Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçınmak. İnsanların eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilik yapmak mü’minin özelliklerindendir…
Yine mü’minin özellik ve güzelliklerinden bazı hâlleri şöyle özetlenebilir: Eğer darğınlık, küslük vuku bulmuş sa, dargınlığa hemen son vermek. Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak. İnsanların kusurlarını araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak. Dostları arkalarından savunmak. İnsanların kalplerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak durmak. Değişik halk kesimleri ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak. Yaşlılara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek. Hayırsever olmak, yardım etmek, arka çıkmak. Selâm vermek, selamı yaymak, El sıkışmak yani musafaha etmek. Toplantılarda temiz bulunmak ve edebe uygun davranmak. Yeri geldiginde özür dilemesini bilmek. İnsanlara gerektiğinde rica ve teşekkür edebilmek. Birine seslenirken, bir şey sorarken ve söylerken nezaket kurallarından ayrılmamak. Mümkün olduğunca az ve öz konuşmak. Konuşurken muhatabının yüzüne bakmak. Muhatabını dinlemesini bilen, onun sözünü kesmeyen, konuşma adabına riayet eden davranışlar da mü’mine özel hâllerdeb bazılarıdır…
Kınalızade Ali Efendi, Ahlâkı Alâi adlı eserinde diyor ki; *Çok konuşmaktan kaçınmak gerekir çünkü çok konuşmak zihin hafifliğini gösterir, dimağ ve dile yorğunluk verir, kişiyi küçültür, dinleyeni usandırır…* Adap kavramı: geniş ifadesiyle de Allahu teâlanın ve peygamber efendimizin (sav) emir ve yasaklarına uygun biçimde hareket etmek anlamına gelir. Dolayısıyla adabı muaşeretin özünde efendimizin sünneti vardır. Adabı muaşeret kuralları da O’nun örnek, güzide anlayışına yaklaşmak için bize sunulan yansımalardan ibarettir. Adabı muaşerete giden yolda sünneti anlamak bir zaruret, sorumluluk aynı zamanda zorunluluktur. Adı En önemli adap kitaplarımızdan biri olan Kimyayı Saadet’te İmam Gazali (rh.a) edep konusunda şöyle diyor: *Adabı Muaşeret esasları, hadislerde ve İslâmi kaynak eserlerde bildirilmiştir. İnsanlar ve hayvanlar arasındaki fark, bu edeplere riayet etmek iledir. Zira hayvanlar tabiatlarının iktiza ettiği şekilde yerler, içerler, yaşarlar. Onlara akıl yeteneği verilmediği için güzelile çirkini birbirinden ayıramazlar. İnsanlar akıl ve temyiz yani iyi ile kötüyü ayırt etme yeteneğini yerinde kullanmazlarsa akıl ve tercih nimetinin hakkını vermemiş ve nimeti reddetmiş olurlar.*
Tirmizi bizlere hasen sahih olarak ulaştırdığı hadis mealen şöyle:**Rasûlullah (sav), bize bıkkınlık gelmesinden endişe ederek muayyen günlerdeki yaptığı konuşmalardan dolayı bizim durumumuzu yoklar ona göre ayarlardı…** Mü’min her an ve zaman içinde, yaratıcı’ya ve yaratılana karşı edebli olmak durumundadır. Bu edeb hâli en çok insan ilişkilerinde kendini belli eder. Yani mü’min adabı muaşeret sahibidir. Özgürlük adı altında nice kabalığın meşruiyet kazandığı, samimiyet kisvesi altında nezaketin hiçe sayıldığı, menfaat uğruna her türlü sınırsızlığın hak sayıldığı günümüzde, adabı muaşerete daha ziyade riayet etmeliyiz. İslam inancına uyğun bir hayatın ihya ve inşası için adabı muaşerete riayet zorunludur. Dostlarımızı ve hastalarımızı ziyaret etmek, davete icabet etmek, saygı için ayağa kalkmak, komşuluk haklarını gözetmek, cenazeleri teşyi etmek yani uğurlamak, mezarlıklarımızı ziyaret etmek, İlâhi emirlerin zeminini oluşturan tutum davranışlarla, topyekün İslâm ahlâkıyla bezeli bir hayatı sürdürmek mü’minin özellik ve güzellikleri cümlesindendir…
Sermedkadir…