Türkiyede son iki yıl içinde yazılı medya tiraj olarak neredeyse toplam, 1. milyon sayısına ulaşmıyor diyebiliriz. Her yıl gazete, dergi, süreli yayınlar gittikçe kan kaybediyor. Bazı ülkelerde tirajı 8 ile 10. milyon adet basan gazeteleri biliyorum. İnsanlar bir yerden başka bir yere seyahat ederken dahi kitap okuma alışkanlıklarının yanında gazete ve mecmua’larını da yanlarından eksik etmiyor. İnsanımızın bu derece *malumat’tan nakıs* olması cidden çok rahatsız edici. Sanki akıllı telefon her şeyi hallediyormuş gibi saatlarca ekranına bakmanın beyin hücrelerini etkilemesi bir yana önüne geçilmez hastalıklara da davetiye çıkarması kaçınılmaz bir realite oluşturmaktadır. Hele hele genç nesil her bilgiye telefondan ulaşma alışkanlığını sürdürdüğü müddetçe ve kadın erkek bağımlılığı bu derece yüksek tuttuğu süreçte âhlaki dejenerasyon kaçınılmazdır diye düşünüyoruz. Olumsuz taraflarımızı ortaya getirmek bizleri rahatsız etse de bu toplumu bilgi kısırlığına iten hâl ve gidişimizi kısa yoldan değiştirmemiz zaruridir inancındayız…
Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur misali kısır döngü biyoğrafilerini kitap okuyorum diye pazarlayan mâlumat nakıs, bilgi kısırı, hatta hatta kendi ülke insanını tanımayan işin en kötüsü tanımak dahi istemeyen yüz yıllık seküler anlayışı bayraklaştıran kök’üne, kökenine yabancı toplum bireyi yetiştirme ğayretleri şükürler olsun ki, akamete uğramıştır. Yine de bu anlayışı sürdürmek isteyen milli eğitim sistemi bir türlü rayına oturtulamamış, her gelen milli eğitim bakanı sistem değişikliği adına hafif rende’leme usulleriyle günü kurtarma ğayretinden bir türlü kurtulamamışlardır. Yüzbinlerce okul, milyonu geçmiş eğitimci kısır döngü içinde maarif sisteminin çarklarını yerine oturtmakta başarı düzeyine ulaşabilmiş değillerdir. Belki de dünyanın hiç bir ülkesinde Türkiye’de olduğu kadar yüksek okula sahip değildir. Adeta her şehirde üniversiteler hizmet sunmakta olmasına rağmen, gençlerimizin gözü hâla dış ülkelerer kaçma yarışındadır. Bu durum ülke insanı için çok acı bir reçete’dir…
Bilhassa son yıllarda toplumu yönlendirme işine soyunmuş ve kendisini aydın zümre olarak vasıflandırmış toplum üyeleri akla hayale gelen gelmeyen her konu’da âhkam kesmesine rağmen ne yazık ki, malumat nakıs hâlinden kurtulamadığının bilincinde değildir. Okumak, öğrenmek, dünyayı ve insanlığı tanımak süreklilik gerektiren bir husustur. Örneğin, iletişim fakültesini bitiren bir insan kendini geliştirme yollarını aramadan bir medya aracının başına getirilemez. Tıp fakültesini bitiren birisinin önemli ameliyatları yapamadığı gibi. Hukuk, güzel sanatlar, ticaret, ziraat, fenni dallar mutlaka gelişme, ilerleme kaydedecek uzman olmayı, mütehassıs duruma gelmeyi gerektiren çaba ile daha iyi, yüksek, sağlam adımlar atacak başarıyı yakalamakla mümkündür. Başarı ise durduk yerde değil, daha fazla çalışarak, okuyarak, öğrenerek, eğitim görerek yakalanması gerekli beceri ile mümkündür. Hangi meslek dalı olursa olsun durağanlığa tahammülü kabul etmeyen ilim ve bilgi ile gelişen bir ruh taşır…
Dini değerleri anlatan eserlere, 65. yaşından sonra ilgi duyan kişi bazan komik söylemlerin sahibi olabiliyıor. Bir tarih profesörü gibi herkese cahil yaftasını yapıştıracak değiliz ama, Sosyal bilimlerden habersiz bir kişiyi milletvekili seçerseniz saçmalamalarına katlanmak zorundasınız. Ekonomiden habersiz bir zatı banka’da göreve getirirseniz geçmiş ola demekten başka söz bulamayız. Aynı durumda kendi gençlerinin gelişimini unutup hep dışardan transferle yetinen kluplerin ne kendisine ne ülkesine faydası olmadığı gibi milli takımı da yol geçen hanına çevirir. Dünya’dan haberdar olmak demek, 24. saat haber kanallarının başında ajans takip etmekle çözümlenemez. Sizlerin çalışması, ğayreti, çabası haber niteliği taşıması gerekmektedir. Her şeye rağmen, 80. senelik frenlemeden sonra, Türkiye’de gözle görülür bir şahlanma olduysa sivil savunma, sağlık, sosyal, sivil, askeri, ulaştırma, eğitim…gibi atılımlar 23. senenin vermiş olduğu azmin sonucunda Türlkiye büyük ülkeler içinde sayılır hâle gelmiştir. Lider ülke olma azmi çalışarak, üreterek kendini dünya’ya kabul ettirecektir. Malumatımız arta arta katlansın inşaallah…
Sermedkadir…