VİCDAN MUHASEBESİ…

Haber kaynaklarına göre; Otobüs dolu, içinde 11. milletvekili ile hızla seyir hâlindeyken bir trafik polisi durdurmak istiyor. Otobüs hız kesmeden görevlinin üzerine gidiyor, içerden milletvekilleri sür sür komutunu veriyormuş zaten şöfor’un da pek durma niyeti yok, görüntü burada kesiliyor. Kan dondurucu görüntüler. İster istemez soruyoruz bize ne oldu ? vicdan, merhamet, acıma hissi, insana duyulan sayğı zerresi kalmamış, insanların kâlbi bu kadar mı katılaştı, haberlere bakılacak olursa kadın görevli başörtülü imiş. Otobüs içindekilerin zihniyeti de dini değerlere zıt olunca feci kaza kaçınılmaz mı olmalı ? Bu neyin kin’i, okullarda ahlâki eğitim sizlere yaramamış belli ama hiç mi ana baba terbiyesi almadınız, Allah korkusu gibi bir terim, kavramı hiç mi duymadınız ? Yeri gelince yaya geçidine adım attığınız anda insanlar zarar görmesin diye vasıtalar anında duruyor serzenişiyle, Japon halkına duyduğunuz sahte imrenme duyğusunu ifade ederken kendi halkınızın görev başındaki birey’ini insan olarak görmüyormusunuz, bu ne kör’lük esef sizlere…

Yol ortasında bir taksi içinde üç kişi olduğu beyân ediliyor. Dışarda bir kadın ve kocası olduğu söylenen iki kişi tartışıyor. Daha doğrusu kocası kadını vasıtaya binmeye zorluyor, kadın binmemek için direniyor. Adam güpegündüz kadının vücuduna 5. kurşun sıkıyor. Kadın olay yerinde can veriyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? diye sorasım geliyor. Bir başka olayda adam iki genç çocuğunu hunharca öldürmüş, galiba sekiz yıl sonra hükümlülük süresi doluyor ki, bir siyasi parti liderinin onca korumaları içinde yüzüne yumruk atabiliyor. Fikirlerimiz uyuşmayabilir, ayrı düşünceleri paylaşabiliriz, hiç haz etmediğimiz bir şahıs ta olsa *İNSAN* olması hâsebiyle kaba kuvvete kesinlikle karşıyız. Hiç bir insanın dayak yemesini, darp edilmesini, fiziki zarar görmesini istemeyiz. Bizim işimiz fikir beyân etmek anlaşırsak ne âlâ, anlaşamazsak mücadelemizi, münazaramızı yine fikir platformunda çözmeye ğayret eder, insan olma hâsletinin vermiş olduğu sayğı ve hürmet dairesinden çıkmamaya ğayret ederiz…

Toplum hızla silahlanıyor, kesici aletler de kâfi gelmediği belli ki, bazan ellerinde döner bıçağı, satır, balta gibi öldürücü aletlerle kavğaya karışan topluluklara şahit olabiliyoruz. İnsanlar bir anda kendini savaş alanında zannederek ölümüne, öldüresiye, acımadan birbirlerine şiddet uyğuluyorlar. Kardeş, akraba, aynı milletten olma, aynı bayrağın altında sayılma, aynı vatan toprağının insanı olma, aynı dili, aynı dini paylaşma gibi birliktelikler tamamen unutuluyor, sadece üstün gelme bir yumruk daha fazladan atma, bir bıçak darbesi daha indirme, bir kurşun daha fazladan sıkma çaba ve ğayreti vicdan muhasebesini unutturuyor, insanları hayvanlardan daha aşağı mertebelere indirici şiddet sarmalı bütün bedeni kaplıyor, kanka dediği öz kardeşi gibi sevdiğini söylediği birisini 45. bıçak darbesi ile öldürüyor. Kadın erkek fark etmiyor bu kadar acımasızlık, gaddarlık, canilik, zalimlik anlaşılır gibi değil. 15. yaşının içinde lise talebesi 6. kız çocuğunun arkadaşlarını öldüresiye dayaktan geçirmelerini anlıyamıyorum…

Kardeşlerim, Büyüklerimiz, gaddara, caniye, zalime vicdan ve merhametin kurusun derlermiş. Vicdan kavramı duyğu ve kâlp ile hissetme, insanın kâlbine doğan gizli bir his olup iyilik işlemekten hoşlanan, kötülük etmekten huzursuz olan, iyiyi kötüden ayıran ve seçici bir yapıya sahip olan duyğu’dur. Allahu teâla  insanın yaratılışına, iyi ve kötüyü, güzel ile çirkini, faydalı ve zararlıyı birbirinden ayıracak şahane bir meleke vermiştir. *Vicdan* kişinin içe ve dışa dönük işlerinde bir oto kontrol görevini yapar. Bedenimizin her bir aza’sı harika bir yapıya sahip olduğu gibi ruhi yapımız söz’lerle ifade edemiyeceğimiz kadar mükemmel’dir. Ruhumuz, şuur ve iradi güç’ten başka, iyiliğe, adalete,güzelliğe, hayır ve hasenata, fazilete, sevgi ve insaf etme duyğusuna, hâyâ, utanma hissi, merhamet, vicdani huzur ya da vicdan azabına, ister inançlı ya da inançsız olsun dar’da kaldığında insanların Allahu teâya sığınıp vicdansızlıktan, merhametsizlikten kurtulmaya çalışmamız zaruri’dir inancındayız…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert