ÖZGÜRLÜK BAŞINA VURMUŞ…

Koro hâlinde hakaret etmeye, ettirmeye alışkın bağıran adamın bu sefer radarına Nureddin Yıldız hocaefendi giriyor. Her zamanki gibi ağzı dolu küfür, mikrofonda banğır banğır iftiralarını sıralıyor. Bilmediğim, tanımadığım, ilmine güvenmediğim birisi olsa ister istemez acaba böyle bir şey söyledi mi diye şüphe ederim ama özgürce bağıran adam yine çuvalladı, desteksiz attı ve tutturamadı. İnsanlara hakaret etmek, müslümanları toplum önünde, miting meydanlarında rencide etmek ancak bilgisiz siyaset erbabının kârı olsa gerek. Kendi küfrettiği yetmiyormuş gibi azğın azınlığa da çıldırmışçasına saldırı komutu veriyor. İnsanlık şerefi bu kadar ucuz olmamalı, insan haysiyeti her nerede olursa olsun korunmalı, İnsan namusu mukaddes bilinip incitilmemelidir. Yalan yanlış ifadelerle hiç kimsenin şahsiyetine ilişmek hiç kimsenin hakkı ve küfrüne meze olamaz. Tamam, özgürlük bazılarının başına vurmuş olabilir ama bu aşırı özgüveni insan olma hasletini örtmemelidir…

Hata, kusur ve günah işlemeyen sadece Peygamberlerdir. Peygamberlerin dışında herkes söz,fiil ve hareketlerinde kusurlu, hatalı davranabilirler. Hata, kusur ve günahtan muaf olmayan Hocaefendiler de bildiği doğruları, hakikâtleri kendi toplumuna anlatmakla yükümlüdürler. Peygamber mirası ilmi yayma, tebliğ etme ğayretini güderler. Dini kavramlardan bihaber çığırtkan politikacılar ne yazık ki bilmez ama bilmediklerini de bilmezler. İşin garibi cehaletlerini de kabul etmezler. Hayatında dini literatürü anımsatacak tek kitap okumayanlar din adamlarının vermiş olduğu vaaz, nasihat ve islami ilimleri sorgulama yüzsüzlüğüne soyunurlar. Allahı, peygamberini, meleklerini, kitaplarını, hesap gününü, sıratı, mizanı ahiret gününü hafife alan azğın azınlık ve onların ipini sözcüleri özgürlüğü, hürriyeti, yasa, kural ve kaideleri sınırsız zannederek, kendi gibi düşünmeyenlere her türlü azğınlıkla yüklenmektedirler. İşte bu tür islami ve aynı zamanda insani değerlerden habersiz kanun tanımaz, müfteri, ağzı olan konuşuyor denilen tipler özgürlüğün başına vurduğu acınası zavallılardır…      

Politikanın, baldırı çıplak insanları idare etme sistemi olarak gören Aristo ve ondan sonra gelen takipçileri demokrasiye hiç bir zaman entellektüel bakış açısıyla yaklaşmamışlardır. Bilakis demokrasi politika, ve politikacıları aşağılayıp, avam tabakasında gören izahları bilinen bir gerçektir. Türkiye’de, politika ile siyasete aynı anlamı yükleyen siyaset cahili ergen tipler hiç te az değildir. Politika yalan üzerine inşa edilmiş bir sistem olarak 2000. yıldır ucundan kıyısından düzeltilmeye çalışılsa da hiç bir zaman insan idare etme sanatı olan siyaset biliminin yerine kâim olamaz. Siyaset biliminde güçlü bir nazari, kuramsal öngörü hiçbir zaman yeterince ilmi verilere dayanarak belirli bir toplumun örf, anane, gelenek, görenek, kültürel yapı, sosyal statü belirleme, toplumsal sınıf işleyişi, siyasi iktidar işleyişi gibi hususlar sadece önsezilerle, ben yaptım oldu kolaycılığıyla, tarihi geçmişinden habersiz uyğulamalarla, mazi’deki toplumsal yaşantıyı reddederek, her görülen mikrofona kızıl görmüş boğa saldırışıyla yüklenip, avazı çıktığı kadar bağırarak sağduyudan sıyrılıp siyasi ergenlik hâli ile izah edilemez…      

Kardeşlerim, biz müslümanız İslami kurallar bizim için vazgeçilmez uyğulama sistemimizdir. Bu sistemin hayata aksetmesinde ilim adamlarına, hoca efendilere olan ihtiyacımız kaçınılmazdır. Elimizdeki doktor reçetesini markete değil eczaneye götürmekle mükellefiz. İslam şeriatında da, Kur’anı kerimi okumaya başladığımızda anlarız ki; Rabbimiz insanların içinden yeryüzünün en ha­yırlı, en şerefli, en güzel, en şahsiyetli toplumunu çıkarmayı murad ediyor. Allahu teâla, bizim toplumumuzun, İslam toplumunun Ümmeti Muhammedin böyle bir top­lum ol­masını emrediyor. Bu yeryüzünün en hayırlı, denge unsuru olacak toplumun sahip olması gereken özelliklerini  de  güzel  bir  şekilde  beyân  buyuruyor. İslam  Ümmeti  en hayırlı  ümmet olma özelliğine ve güzelliğne sahiptir. İslam  ümmetinin  en  bereketli  topluluk olduğu on beş asıra yakın geçen süre içerisinde anlaşılmış bulunmaktadır. Mü’minler için asıl olan Allahın dinini hayata hakim kılma çabasıdır. Biz buna İlayı kelimetullah diyoruz. Özgürlüğü başına vurmuş insanların ne kadar saçmaladığı ise kendi ayıbıdır…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert