Oguz Aral çizgi romanına böyle bir isim takmıştı, zamanın gırgır dergisinin müdavimleri bilir. Günümüzde iş adamı lafzına tahammülü olmayan girişimci kadınları da işin içine katarak utanmaz adam profilini biraz genişleterek utanmaz insan demek istiyorum. Daha 12, 13. yaşında evinden, vücudunun mahrem yerlerini teşhir için dışarı çıkan kız çocuklarını görünce aklıma utanmaz adam geldi. Her halde bu kız ya da kadınların bir babası, eşi, oğlu ve ya kardeşi vardır. Kıskanma, sahiplenme, benimseme duygularını aldırmış olan bu insanlar eğer gönüllü ve bedavadan yapılan yapılan bu schow, revü, gösteri şeklini sunan giyinik çıplaklara asrilik, modernlik, medeniyet ve Avrupai saik’lerle sahip çıkıyorlarsa bilinmelidir ki, bu işin tadı kaçmış, zıvana’dan çıkmış, olay moda terimi ile dahi izah edilemeyecek raddelere gelmiştir. Ömrünü Avrupa ülkelerinde geçirmiş birisi olarak, o ülkelerde dahi bu denli başıboşluk, çıplaklığın rüşüş diyebileceğimiz şekli utanmazlığın bu denli ileri seviyesizliği yok diyebilirim…
Partizanlıktan gözü hiç bir şeyi görmez olmuş, adalet, hak, hukuk kavramlarını sadece kendi uhdesine tevdi etmiş, Din, manevi değerler, mukaddesat ilke’lerini ayaklar altında sürüme alışkanlığı elinden alınmış, kendini ülkenin tek sahibi görmeye alışmış, Cumhuriyet rejimini 24. sene seçim yapmadan yürüten zevatı demokrat sanan, müflis tüccar gibi ağzını her açtığında fani bir şahsın gölgesine gizlenmeyi mehâret bilen bazı güruh son zamanlarda; Diyanet işleri başkanı, arabası, maaşı, yaptığı konuşmalar, vermiş olduğu hutbeler, yeni yapılan camiiler üzerinden dinmeyen ve hiç bir zaman da dinmeyecek olan, iflâh olmaz din düşmanlığı hastalığını diri ve zinde tutar oldular. Az okusalar kur’anı kerimde 30. ayet’ten fazla sol zihniyet üzerinde beyânlar olduğunu görecekler ama nerde…İşi ideolojik sistemlerle kapatma çabaları bilinmelidir ki yeni bir olay değildir. Komunizmi Marks’la, Lenin’le başladı sanan zavallı, Neşet Çağatay’ın,1000. sene öncesini anlatan siyasi tarihini okusa belki fikri değişir…
İş arkadaşı, partizan yoldaşı, aynı ofis’teki meslektaşı, senelerce beraberliği olan arkadaşı eline bir şekilde fırsat geçen kamu görevlisinin çaldığını beyân ediyor, rüşvet aldı diyor, sahtekârlığını ortaya döküyor, adamın yolsuzluğunu anlatıyor, düzenbazlığından yola çıkarak nasıl milyonlara konduğunu anlatıyor. Yer, mekân ve zaman veriyor. Eski İstanbul Büyük şehir belediye başkanı Nurettin Sözen ve İski genel müdürü Ergun Göknel’den söz etmiyorum bu olay yeni. En son seçimle iş başına gelen insanlar için Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunan 50.ye yakın tanık dinlemeleri davayı içinden çıkılmaz duruma getirse de, Bu kadar şahidi, tanığı adam yerine koymayan, hukuk sistemini ve hukuk adamlarını hiçe sayan, suçu ve suçlu’yu himaye edip, koruyup kollama görevini üstlenen bazı zevat alnımız açık diyerek bağırıp, çağırma seansları, hoplayıp zıplama mitingleri düzenleyerek üretim ekonoımisini sekte’ye uğratma çaba ve ğayretini sürdürüyor. Bu kadar alın açıklığına pes doğrusu…
Utanmaz adam ya da utanmaz kadın aynı zamanda tıbbın konu aldığı deyimlerle izah edilir. Şöyle ki; alnın tam ortasında bir şah damarı olduğu tesbiti yapılır. Her hangi bir rezalet, kepazelik neticesinde bu damar çatlar, acısını taa kâlbinde hisseden kişi artık tamamıyla hür, özgür başıboş’tur. Hiç bir şey artık ona hicap duygusunu hatırlatmaz, utanma, ar’lanma gibi kavramları artık lüğat’ından tamamıyla çıkarmış olan bu kişi helalı haram, haramı helal görmekte serbest’tir. Vücudunu teşhir edilecek meta, namusunu kıskanmayacak kadar da geniş mezhepli aslında mezhepsiz olduğunu ikrâr eder. Arada bir, peygamber zamanında mezhep mi vardı gibi fetvalar vermeyi ihmâl etmez. Din adamına din öğretmeye kalkar. Allahu tealanın faizle iş yapanlar hakkında buyurduklarını sadece lanetli İblis için ifade edilmiş sanır. Allahın emri olan tesettürle alay etmek için kahrolsun şeriat yürüyüşleri yapar. Allahu tealanın şeriatıyla uğraşanları taş ettiğini unutur…Son söz olarak,Rabbim, utanmaz adamlara fırsat vermesin diyoruz…
Sermedkadir…