ÖLÇÜMÜZ İSLAM OLSUN…

Sevinçte, tasa’da bizleri hayata bağlayan her hususta ölçümüz İslam olursa inşaallah şaşırıp kaybedenlerden olmayacağız. İslam şeriatının belirlemiş olduğu hususlarda hududu aşmaz belli edilen, bizlere sunulan, gösterilen sınırıda geçmemeye ğayret edersek ileride pişman olacağımız noktalara gelmeyiz ümidini besleriz. Bir müslüman teraziyi denk tutmak zorunda hatta mecburiyetinde olduğunu bilmelidir. Hırsımıza mağlup olmayıp itidâlli orta yoldan ayrılmayan bir dengenin karakteristik özelliğini yüklenmek zorundayız. Sonu gelmez hırs, o kadar fena bir huy’dur ki; İnsanın gözünü doymaz hâle getirir. O hırs hastalığına bulaşan birisi  gecesini ve gündüzünü dünyasını kazanmak için harcar.Top yekün mücadelesini, bütünüyle gayretini, zamanının tümünü, herşeyini dünyayı kazanmak için sarf eden birisi  tabii olarak ibadetlerini unutur. Allahın dinini yaşamaktan uzaklaşır. Yaşantısının gaye’sini, ne için yaratıldığını düşünmez. Öyle bir zaman gelir ki;  O kazandığı servetin de hiç bir işe yaramadığını acı bir şekilde aynel yâkin görür…

Ama iş işten geçtikten ölüm meleğine teslim olduktan sonra. Adam ne güzel söylemiş *bâ’dü harabul Basra* yani, Basra harap olduktan sonra. Pişmanlığın fayda vermediği bir dem’de, keşke’lerimizin işe yaramadığı zaman diliminde. İşte o gün gelmeden göz önüne bakmamız, Kur’an ve Sünneti seniyedeki güzellikleri görüp hayatımızı o biçimde şekillendirmemiz sâlim aklın öngörüsüdür inancındayız. İnsanoğlunu doğru, güzel, iyi olandan saptırıcı bir âhlâki dejenerasyondur hırs illeti. Sahibini helâk edici bir niteligi, karakteri habis bir huy’dur aynı zamanda. Bir insan kendi kendini hırsına kaptırmışsa ondan artık kolay kolay hayır gelmez diye düşünüyoruz. Böylesi kişilerde aşırı dünya sevgisi zirve yapmıştır. Yalnızca dünya’yı sevmek, sadece dünya ile yetinmek ve bunun neticesi olarakta, Ahireti unutmak sahibine yani kişiye başıboş bir hayvan hürriyeti getirir. Dünyayı aşırı seven kişi hiç bir kayıt tanımadan, arzu ve isteklerini tatmin etmeyi, öncelikle nefsani şehvet’lerini karşılamayı  düşünür…

Ölçüsü İslam olmayan kişi dünya zevklerine, heva, heves, kadın, içki, haram kazanç, bitmeyen tükenmeyen oyun, eğlence, göz kamaştıran ziynet eşyası, hayatı her an süslü gösteren mal, mülk, başkaları tarfından bu değerleri ile övülmek, öğünerek yaşamak o kişinin tek arzusu, biricik emeli olacaktır. Tatmin’siz, gözü doymaz, kanaat’sızlık, hırs kavramının en belirğin göstergelerindendir. Sahihi muslimimin zamanımıza taşıdığı hadis mealen şöyle:**İnsanoğlunun bir ova vadi dolusu altını olsa, bir ovayı vadiyi daha ister. İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz. Ve Allah tövbe edenlerin tövbesini kabul eder…**Bir insan için hırs o kadar zararlı ve şiddetli bir arzu’dur ki, bütün bedeni etki altına alır, sadece ve yalnız gözünü doyuramayan emeli için hayat sürer. Her türlü maddi olğuya şiddetli bir sahip olma arzusuyla dolu olarak yaşar. Dünya’ya karşı aşırı rağbet etmesi kendisini iman kavramından, ahiret inancından, maneviyattan soğutur… 

İslam şeriatında vasat ümmet bilinci tavsiye edilir, aşırılıktan uzak bulunulması öğütlenir. İfrat ve tefrit hastalığına bulaşmama istenir. İslam nizamında ve tabiidir ki, müslümanın yaşantısında; mü’min doğumundan ölümüne kadar olan zaman zarfında başıboş bırakılmamıştır. Her şeyin bir sınırı, hududu, ölçüsü vardır. Bu hudud aşıldığı anda yapılan âmel, iş asıl menbaından çıkar. Artık insanoğlunun yapacakları hususunda önüne geçmeye imkân yoktur. Bir müslüman başıboş bir hayvan gibi değil, sorumlu, biliçli, şuurlu, ne için yaratıldığını bilen ve mükellef olduğunu var sayarak hayatını ona göre tanzim etmelidir. İslam şeriatını kendi yaşantısına göre değil aksine kendi yaşantısını bütünüyle İslam şeriatına uydurmalı ve uymalıdır. Ebu Hureyre’nin(Ra) rivayeti mealen şöyledir:**Muttaki ol. İnsanların en âbidi, İbadet edeni olursun. Kanaatkâr ol insanların en şükredicisi olursun, Kendi nefsine sevdigini insanlar için sev mü’min olursun…**Rabbim bizleri İslam nizamından ayırmasın…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert