İslâm adına, teslimiyet adına, din adına, kulluk adına, müslümanlık adına takva ve teslimiyet adına her ne varsa bizim için bir buket yapılmış, nur demeti hâlinde insanlığa Rabbimiz tarafından peygamberi aracılığıyla ulaşrtırılmıştır. Bu nur demetleri yanlışa, kusura, günaha ve hataya düşmememiz için, haram diye bilinen fahşa fiilleri işlemememiz için, isyan bayrağını çekip sapık kavimler gibi olmamamız için bu nur’lu uyarılar, ikaz’lar bizleri doğru yola, sıratı müstâkime yöneltmekte, insan olma şerefinin, haysiyetinin korunması, himaye edilmesi açısından gerekli, şart , hayati öneme haiz, hatta zaruri’dir. Örneğin , Hucurat suresi ayet.6. mealen şöyledir:*** Ey İnananlar. Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz…***Evet, daha testi kırılmadan, her şey paramparça olmadan, insanlık haysiyeti, şerefi, namusu yara almadan, keşke yapmasaydım diyebileceğimiz her ne varsa daha o günahı, kusuru, hatayı işlemeden kuluna doğru yolu tâlim ettiren Rabbimize hamdolsun…
Mukaddes kitabımız bundan 14. asır önceki müslümanların her türlü derdine devâ olup meselelerini çözdüğü gibi zamanımız müslümanlarının da hatta kıyamete kadar müracaat edecek olan her mü’minin en büyük yardımcısı olarak her daim yanında bulunacaktır. İnsan unsuru fıtrat olarak en güzel surette yaratılmıştır. Bu suretin dış görünümü bir yana iç güzelliğinin muhtevası dışından daha eksik değildir. Bizlere merhameti, fazileti, acıma duyğusunu, vicdani özelliği bahşeden yüce Rabbimizdir. Örneğin kardeşlerimizle nasıl geçineceğimizin kod’larını bizlere peygamberi vasıtasıyla ulaştıran da Rabbimizin ilahi eğitim sistemidir. Peygamber efendimizin (sav) yaşantısını, söz, fiil ve onayını incelediğimizde öğreniyoruz ki; üç günden fazla bir müslümanın bir müslüman kardeşlerine küs durması caiz değildir. Buhâri’deki hadis mealen şöyle:**Müslüman bir kimsenin müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durarak birbirleriyle karşılaştıkları vakit bunun yüzünü bu tarafa, ötekininiz de yününü beri tarafa çevirmesi ve bu dargınlıklarını sürdürmeleri helâl değildir. Bu ikisinden en hayırlı olanı da selamı önce başlatandır…**Nur demetini gözümüz önüne seren Allah rasulüne salat ve selam olsun…
Günümüzde haber kanallar o kadar arttı ki, asrımızın insanı dünya imtihan sahasında daha dikkatli, hassas, birbirleriyle olan münasebetinde daha da ince dokuyup, sık işleyen tâbir caizse kılı kırk yarıp yol yürüyen konumda olmalıdır. Yüzlerce televizyon kanalları, binlerce radyo, okunması iyice azalsa da sayısız gazete ve dergi, mecmua, hangi hastalıklı beynin ya da salim aklın ürünü olduğu okuyunca belli olan milyonlarca kitap üstüne üstlük; sosyal medya zenginliği…İnsanları hedef tahtasına oturtmakta, haber kaynağımızın menşeini araştırırken akıl sağlığımızdan bile şüphe eder hâle geldiğimiz bir devirde yaşamaktayız. Burada nur demeti imdadımıza yetişiyor. Haber kaynağımızı etraflıca araştırmamız öğütleniyor, asılsız, eksik, yanlış olabileceği gibi doğru olması ihtimâli de beyân ediliyor. İnsanlara zarar vermeden, yaptığımız ya da yapacağımız uyğulama türlerinden sonunda pişman olmayacağımız davranış sergilememiz nasihat ediliyor. Bozğunculuktan, fitne, fesat lâf taşıyıcılığından uzak durmamız istenerek hayat düstur’umuza ilahi irade tarafından yön veriliyor…
Kardeşlerim, zamanımızda da ne idigi belirsiz yazılı ve görsel medya adeta insanları birbirlerine kırdırmak için çırpınıyor. Müslümanları birbirlerine düşman etmek, bu ülkede Müslümanların dirliğini bozmak için koşuşturan nice hainler, nice ajanlar meydanda cirit atmakta, bunu bizler de çok iyi anlamak zorundayız. Her hangi bir zarara uğramadan ya da hiç kimseye zarar vermeden Rabbimizin sakındırma, esirgeme, koruma, himaye etmesi bizlere manevi destek mahiyetinde kuvvet aşılamaktadır. Asrı saadet döneminde Müslümanların arasında Peygamber efendimizin (sav) bulunması, şanlı rehberliğinde güzide bir hayat yaşamış olmaları şereflerin, nîmetlerin en büyüğüdür mutlaka. Allah rasûlü (sav) her an ashabına yol gösteriyor, her an onları hata, kusur ve günaha düşmekten engelliyordu. Bizlerde inşaallah sünneti seniyenin hem söz fiil ve onayları dogrultusunda sanki peygamber efendimiz (sav) her an yanımızda, yanı başımızdaymış gibi sanki bizimle konuşuyormuş gibi, bizleri ihtar ediyormuş gibi anlamaya ğayret edeceğiz. Yeterki sünneti seniyye ye sımsıkı sarılalım. Birbirimize sırt çevirmeyelim, hâkir görmeyelim, haset etmeyelim, Nur demet’leriyle hayatımızı şekillendirmeye ğayret edelim…
Sermedkadir…