Hayâllerimi yüklemişim yetmiş yaşıma.
Ne kadar önlem, ibret var aldım başıma.
Engel olmak nerde akarken göz yaşıma.
Feri sönmüş göz’le bak işte karşındayım…
Keşke’lerim bende saklı muamma ötesi.
Rüya gibi seraba düştü mazi’nin gölgesi.
Dünya hayatı kısaymış ahiret yörüngesi.
Nefes alıp verirken bak işte karşındayım…
Çocuk, genç, olğun derken işte suretim.
Elli senelik mesleği emekliye sevkettim.
Gizli, ürkek nazar’la endamını seyrettim.
Korkuma yenilirken bak işte karşındayım…
Beş vakit namaz ile şehadeti haykırırken.
Oruç riya’dan muaf tehecüdü de kılarken.
Hayat; İman cihad derler çene bağlarken.
Kelimeyi tevhid’imle bak işte karşındayım…
Mesleğimden sana ne koca ömür törpüsü.
Yüz yıl yaşasamda dünya kısırlar döngüsü.
Hedef, ğaye, ilke’sizlik sanki davar sürüsü.
Hak adını haykırırken bak işte karşındayım…
Put ufalayan rasul İbrahim halilullah adına.
Tek başına bir ordu Musa kelimullah şanına.
Sabır, sebat tebliği bin yıllık Nuh’un yanında.
Hatemül enbiya ümmeti, bak işte karşındayım…
Kıskançlığım olmadı ne çıktıysa bahtıma.
Dünya niğmeti geçici var ile yok arasında.
Bir ömürlük hammallığın emaneti sırtımda.
Beş metrelik bez ile bak işte karşındayım…
Şerefli, Allah kuluyum; şan’ıma fâni diyorlar.
Münker, Nekir endişesi ğaip’ten soruyorlar.
Sermedim bedene beş metre bez sarıyorlar.
Defterim dürüldü mizân, bak işte karşındayım…
Sermedkadir…