Rabbimin bahşetmiş olduğu hayat mücadelesinde *gurbet kuşu* nitelemesi yaptığım sadece ben değilmişim meğer.Orhan Kemâlin romanından sinemaya aktarılan gurbet kuşları adlı eserin önce filmini sonra da kitabınıda okuyanlardanım. Aynı zamanda çocukluğumdan sonraki zamanlar gurbette geçtiği için uzak diyarların ve sıla’nın ne demek olduğunu iyi bilenlerdenim. Doğduğu, yetişkinliğe adım atma döneminde kendi topraklarından ayrı kalmak sadece insan unsuruna özgü bir yaşantı şekli değildir. Yaşayan canlıların hemen hepsi kendi bölgesini bir şekilde terk ederler. Örneğin adını sanını pek duymadığım bir Çulluk türü tam esamesi ile, Kıyı çamurçulluğu göç sırasında durmaksızın en uzun mesafe uçan kuş cinsi imiş. Bu kuşlar Alaska’dan Yeni Zelanda’ya göçleri sırasında yaklaşık 12 bin kilometre mesafeyi dokuz gün boyunca durmaksızın uçuyorlarmış. En az yaşayan canlı türlerinden Kelebeklerin kralı ise, en uzun mesafe göç eden böcek türü olarak kabul ediliyormuş. Her yaz mevsiminin sonunda 100 milyondan fazla kral kelebeği Kuzey Amerika’dan Meksika’ya yaklaşık 4750 kilometrelik bir mesafe kat ediyormuş…
Yine ilginç göçmen canlılarından bir şahin türü, saatta 230. kilometre hızla 7500. kilometrelik menziline ulaşıyormuş. Rekor, 22.500. kilometre ile Dünyanın en iri canlısı Gri Balinalar’daymış. Büyük Okyanus’un kuzeyinde yaşayan gri balinaların, başlıca beslenme alanları olan Rusya’nın Sakhalin Adası ile Meksika kıyıları arasındaki yolculukları sırasında bu bilien en uzun mesafeyi katediyorlarmış. Bir başka rekor Kuzey sumrusu adlı canlıda. Bu küçük kuşlar her yıl Grönland ile Antarktika arasındaki uzun bir rota’yı takip ederek göç ediyor. Çok küçük ve hafif izleme cihazları kullanılarak yapılan araştırmalar bazı kuzey sumrusu türlerinin yılda 80 bin kilometreden uzun mesafe uçtukları araştırmacılar tarafından beyân ediliyor. Ortalama 30 yıl yaşayan bu kuş türü ömrü boyunca Dünya ile Ay arasındaki uzaklığın yaklaşık 6 katı yani 2,4 milyon kilometre göç ettiği anlamına geliyormuş. Rotasını şaşırtmayan Allahu teâlaya binlerce binlerce kez şükürler olsun…
Her sonbahar göçünde, 2.500 km olan Paris-Moskova hattından yola çıkan leylekler, genellikle Agustos aylarında Türkiye’ye uğrayıp, ortalama bir aylık mola verdikten sonra, genellikle önce genç leylekler yola çıkarlar göç yolculuğuna. Yavrularını beslemekle yorulan anne babalar bir ay daha yuva topraklarında kalıp beslenir, güçlenir. Onlar sonradan göçe katılırlarmış. Fikret Can adlı yazarımızın ifadelerinde diyor ki: Her insanın ömründe bir kez mutlaka bu muhteşem doğa olayını İstanbul’da Kumburgaz-Tepekent arasında izlemesini öneririz. Bu bereketli günde toplamda yaklaşık 13000 leyleği gün boyunca görme fırsatı yakaladık. Evet muhteşem bir olay aynı anda on üç bin leyleğin birlikte göç yolculuğuna çıkması. Rabbim her canlının rızkını farklı farklı yerlerde yaratmış. Bizler de 54. yıl var ki Almanya göçünde rızkımıza nail olduk… Rabbimiz Rum Suresi ayet.37. de mealen şöyle buyuruyor:*** Görmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine bol bol vermekte, dilediğininkini de daraltmaktadır. Şüphesiz imanlı bir kavim için bunda ibretler vardır…***Bütün canlıları doyuran Rabbimize hamdolsun…